Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul’da Bayezid Camii ve tarihi Sahaflar Çarşısı arasında Beyazıt Meydanı’na bakan iki tarihi binadan oluşmaktadır. İstanbul’un en önemli tarihi eserlerinden biri olan kütüphane, aynı zamanda Dünya’ nın en güzel 10 modern kütüphanesi arasında yer almaktadır. Haftanın her günü 24 saat ziyarete açıktır. Kütüphanede yaklaşık yarısı kitap olmak üzere bir milyondan fazla doküman bulunmaktadır. Kitapların ise yaklaşık 11.000 adedi yazma eserlerdir. Kütüphane son derece değerli nadide eserlere ve koleksiyonlara sahiptir. Gazete ve dergi bölümü olarakta Türkiye ‘nin en önemli arşivlerinden biridir.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi
2. Bayezid döneminde 16.yüzyılda yapılan yapı 1884 yılından beri kütüphane olarak hizmet vermektedir. Türkiye’ de devlet eliyle kurulan ve oluşum şartları bütün ayrıntıları ile bilinen ilk kütüphanedir. Avrupa’da bulunan milli kütüphaneler benzeri bir kütüphaneyi İstanbul‘da oluşturma düşüncesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu düşüncenin gerçekleşmesine, dönemin Maarif Nazırı Mustafa Nuri Paşa, Sadrazam Mehmed Said Paşa ve Padişah 2.Abdülhamid öncülük etmiştir. Merkezi bir yer olması düşünüldüğünden Bayezid Camii Külliyesi imaretinin bir bölümü tamir edilerek kütüphane olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Raflarına yerleştirilen bir takım ‘Naima Tarihi,’ ile hizmete açılan kütüphanenin kitap koleksiyonu Bayezid Camii’nden ve çevre civardaki tekke ve zaviyelerden getirilen, satın alınan ve bağış yoluyla gelen kitaplarla çok kısa sürede zenginleşmiştir.
Kurulduktan yaklaşık üç sene sonra 4 binin üzerinde kitap koleksiyonuna sahip olmuştur. Kütüphane kurulduğu ilk yıllarda büyük bir ilgi görmüştür ve Saray mensupları da Cuma namazı dönüşünde kütüphaneye gelerek kendilerine ayrılmış koltuklara oturarak kitap okurlardı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi Türkiye ‘de kütüphanecilik alanında bir çok ilklerin uygulamaya konulduğu yerdir. Kütüphanelerde ilk cilt atölyesi ve matbaa burada kurulmuştur. 1992 yılından beri kütüphanede görme engelliler için özel bir bölüm de bulunmaktadır.
Kütüphaneyi sadece araştırma yapmak amacıyla ziyaret etmenize gerek yok. Bu güzel tarihi eseri gezip tarihte ufak bir yolculuk yaptıktan sonra, sahip olduğu eşsiz manzara ve muhteşem atmosfer eşliğinde kendinizle başbaşa kalıp huşu içerisinde kitap okuyabileceğiniz en güzel mekanlardan biridir.